bozyaka hukuk logo
AĞUSTOS 2025 HUKUKİ GELİŞMELER BÜLTENİ

Aylık Bültenler

AĞUSTOS 2025 HUKUKİ GELİŞMELER BÜLTENİ

BOZYAKA HUKUK BÜROSU

2025 AĞUSTOS AYI BÜLTENİ

 

Bozyaka Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimizin ve danışanlarımızın güncel hukuki gelişmelerden haberdar olmasını sağlamak ve iletişimimizi güçlendirmek amacıyla her ay hukuk dünyasındaki önemli gelişmeleri derlediğimiz bültenleri sizlerle paylaşıyoruz.

İş hukuku, ticaret hukuku, vergi hukuku, kişisel verilerin korunması, gayrimenkul hukuku ve ceza hukuku başta olmak üzere hukukun farklı alanlarında 2025 Ağustos ayı boyunca gerçekleşen önemli mevzuat değişiklikleri, yargı kararları ve dünyadan hukuki haberleri aşağıda bulabilirsiniz.

Keyifli okumalar dileriz.

 

A)   HUKUKİ GELİŞMELER

 

1.     KOBİ Tanımında Üst Limit Artırıldı:

 

Ağustos ayı başında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme (KOBİ) tanımında değişiklik yapıldı. Buna göre, bir işletmenin KOBİ sayılabilmesi için yıllık net satış hâsılatı veya mali bilanço üst sınırı 500 milyon TL’den 1 milyar TL’ye yükseltildi

Getirilen bu düzenleme ile daha büyük ölçekli işletmelerin de KOBİ destek ve teşviklerinden yararlanabilmesinin önü açıldı. Yapılan değişiklik, özellikle yüksek enflasyon ortamında finansal ölçeklerin güncellenmesi suretiyle işletmelerin ölçek ayrımlarının güncel ekonomik koşullara uyarlanmasını amaçlamaktadır.

 

2.     Doğrudan Satışlara İlişkin İlk Yönetmelik:

 

8 Ağustos 2025 tarihli Resmî Gazete’de Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan “Doğrudan Satışlar Hakkında Yönetmelik” yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yönetmelik, Türkiye’de doğrudan satış sistemlerini ilk defa özel hükümlerle düzenleyerek tüketicilerin korunmasını ve şeffaf, adil bir ticaret ortamı sağlanmasını hedefliyor.

Yeni kurallara göre doğrudan satış şirketlerinin 3 yıl geçerli “doğrudan satış yetki belgesi” alması, en az 10 milyon TL ödenmiş sermayeye sahip olması ve 3 milyon TL teminat yatırması zorunlu olacak.

Tüketicilere koşulsuz 30 gün cayma hakkı tanınırken, eksik bilgilendirme halinde bu süre 1 yıla kadar uzayabilecek.

Ayrıca, yanıltıcı kazanç vaatleri ve agresif satış baskısı yasaklanmış; çocukların, gençlerin ve özellikle kadınların güvenli katılımını teşvik eden hükümler getirilmiştir. Yönetmelik, piramit satış sistemine dönüşebilecek uygulamaları engellemeyi amaçlamakta ve doğrudan satış sektöründe uzun zamandır beklenen yasal boşluğu doldurmaktadır.


3.     Araçlarda Zorunlu Kamera ve Acil Butonu:

19 Ağustos 2025’te yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği değişikliğiyle, motorlu araçlarda bulundurulması gereken donanımlara yeni güvenlik ekipmanları eklendi. Yapılan düzenlemeye göre, araçlarda görüntü kayıt cihazı (kamera) ve acil durum butonu (eCall sistemi) bulundurulması aşamalı olarak zorunlu hale getirilecek.

Yönetmelikte araç model yıllarına göre geçiş takvimi belirlenmiş olup; 2025–2023 model araçların en geç 1 Ocak 2026’dan, 2022–2018 modellerin 1 Ocak 2027’den, 2017 ve öncesi model araçların ise 1 Ocak 2028’den itibaren yapılacak muayenelerinde söz konusu cihazları taşıması gerekecek. Bu değişiklik ile trafik kazalarında acil yardım çağrılarının otomatik yapılabilmesi ve kazaların seyriyle delillerin kaydedilmesi hedefleniyor. Özellikle eCall acil durum sistemi sayesinde, ciddi kazalarda araçtan otomatik olarak 112 merkezine konum bilgisi gönderilerek hızlı müdahale sağlanabilecek. Uygulamanın, Avrupa Birliği standartlarına uyum kapsamında trafik güvenliğini artıracağı ve can kayıplarını azaltacağı değerlendirilmektedir.

 

4.     Kur Korumalı Mevduat Hesaplarında Yeni Dönem:

Hazine ve Maliye Bakanlığı, döviz tevdiat hesaplarının Türk Lirası mevduata dönüştürülmesi halinde sağlanan kur korumalı mevduat (KKM) teşvikinde önemli bir değişikliğe gitti. 23 Ağustos 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Tebliğ ile gerçek kişilerin 23 Ağustos 2025’ten sonra yeni kur korumalı TL mevduat hesabı açamayacağı ve mevcut hesapların vade sonunda yenilenemeyeceği hükme bağlandı.

Benzer şekilde, fiziki altın varlıkların bankalarda TL mevduata dönüşümünü destekleyen programın da aynı tarihten itibaren yeni başvuruya kapatıldığı duyuruldu.

Böylece Şubat 2022’den beri devam eden KKM uygulamasında kademeli çıkış süreci başlamış oldu. Bu adım, yeni ekonomik yönetimin TL’nin değeri üzerindeki baskıları azaltma ve finansal normalleşmeyi sağlama stratejisinin parçası olarak değerlendiriliyor. Kur korumalı hesaplara katılımın durdurulmasıyla birlikte, piyasaların kendi dinamiklerine dönmesi ve döviz kurlarının daha serbest piyasa koşullarında belirlenmesi amaçlanmaktadır.



B)    ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI

 

1.     Gezi Parkı Protestosu Kötü Muamele Soruşturmasında “Eziyet Yasağı” İhlali:

Anayasa Mahkemesi, 2013 yılındaki Gezi Parkı eylemlerinde polis şiddetine maruz kalan bir başvurucunun dosyasında önemli bir karara imza attı. 5 Ağustos 2025 tarihli kararda, başvurucunun daha önce AYM tarafından tespit edilmiş hak ihlaline rağmen sorumlular hakkında etkin soruşturma yürütülmemesi ve zamanaşımı nedeniyle cezasızlık doğması sebebiyle Anayasa’nın 17. maddesindeki “eziyet yasağının” usul boyutunun ihlal edildiğine hükmedildi. Mahkeme, 2020’de verdiği ilk ihlal kararına rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 1 yıl 4 ay boyunca hiçbir işlem yapmadığını ve bu gecikme yüzünden dava açma süresinin dolduğunu belirtti.

Kararda, soruşturma makamlarının kötü muamele iddialarında cezasızlığa mahal vermeyecek şekilde özenli ve süratli davranması gerektiği vurgulandı; aksi takdirde kamu görevlileri açısından “cezasızlık algısının” pekişeceği ve adalete güvenin sarsılacağı ifade edildi. AYM, bu gecikme nedeniyle artık failler hakkında yeniden ceza soruşturması açılmasının hukuken mümkün olmadığını, karar örneğinin sadece bilgi için ilgili savcılığa gönderileceğini bildirdi

Öte yandan karara katılmayan 5 üye, bireysel başvuru sonucunda verilen ihlal kararlarının da ceza zamanaşımını kesmesi gerektiği görüşüyle karşı oy kullandı. Bu üyeler, AYM kararlarının bağlayıcılığı gereği, ihlalin sonuçlarını gidermek için yeniden soruşturma başlatılmasına fırsat tanınması gerektiğini savunarak cezasızlık riskine dikkat çektiler.

https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2022/73603

 

2.     Jandarma Personelinin İfade Özgürlüğü Kararı:

Anayasa Mahkemesi, Ağustos ayında verdiği bir başka kararda kamu görevlilerinin eleştiri ve dilekçe hakkının sınırlarına ilişkin önemli bir değerlendirme yaptı. İdareye verdiği bir dilekçede kullandığı ifadeler nedeniyle disiplin cezası alan bir jandarma personelinin bireysel başvurusunu inceleyen AYM, başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.

Yüksek Mahkeme, kamu hizmetinin hiyerarşik yapısı içinde dahi personelin makul eleştiri ve talep hakkını kullanabileceğini, yalnızca nezaket sınırlarını aşmayan ve kamu yararı amacı güden ifadelerin disiplin cezasına konu edilmemesi gerektiğini vurguladı. Kararda, kamu görevlilerinin ifade özgürlüğünün demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun şekilde yorumlanması ve idarenin eleştiriye tolerans göstermesi gerektiği belirtildi. AYM’nin bu kararı, özellikle disiplin hukukunda orantılılık ve ifade serbestisi dengesinin gözetilmesi yönünde emsal teşkil edecektir.

https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2021/8194

 

 

C)    KİŞİSEL VERİLERE İLİŞKİN GÜNDEM

 

1.     AB Yapay Zekâ Mevzuatında Yeni Adım – GPAI Kılavuzları:

Avrupa Birliği, yapay zekâ alanında öncülük ettiği kapsamlı düzenleme çalışmalarında yaz aylarında önemli bir gelişme kaydetti. 18 Temmuz 2025’te Avrupa Komisyonu, AB Yapay Zekâ Tüzüğü (AI Act) kapsamında Genel Amaçlı Yapay Zekâ Sistemleri (GPAI) ile ilgili taslak kılavuz ilkeler yayımladı.

Bu rehber ilkeler, ChatGPT gibi geniş dil modelleri başta olmak üzere genel amaçlı yapay zekâ sağlayıcılarının uyması gereken risk sınıflandırması ve uyum yükümlülüklerini netleştirmeyi hedefliyor. Bilindiği üzere 2023 sonunda yürürlüğe giren AB Yapay Zekâ Tüzüğü’nün bazı hükümleri aşamalı olarak devreye girmekte olup, 2 Ağustos 2025 tarihi itibarıyla genel amaçlı yapay zekâ model sağlayıcılarına ilişkin yükümlülükler uygulanmaya başladı.

Bu çerçevede, yüksek riskli yapay zekâ uygulamalarının veriye dayalı olarak eğitilmesi, şeffaflık ve insan kontrolü mekanizmalarının sağlanması gibi konularda uyum rehberleri yayınlanmaktadır. Uzmanlar, Komisyon’un yayınladığı GPAI Kılavuzunun, yapay zekâ geliştiricileri için belirsizlikleri gidermeye yardımcı olacağını ve AB’nin yapay zekâ alanındaki dünya çapında ilk bağlayıcı düzenleme niteliğini pekiştireceğini belirtiyor.

 

2.     KVKK “Güncel Gelişmeler” Bültenleri ve İstatistikleri:

Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), Türkiye ve dünyadan veri koruma alanındaki gelişmeleri derlediği periyodik bülten serisine devam etti. Ağustos ayında Kurum tarafından “Kişisel Verilerin Korunması ile İlgili Seçilmiş Güncel Gelişmeler – 47. Sayı” yayınlandı. Söz konusu bültende, Avrupa’da dijital hizmetler ve yapay zekâ düzenlemelerindeki son durum, sosyal medya platformlarına yönelik önemli veri ihlali kararları ve çeşitli ülkelerin iç mevzuatlarındaki değişiklikler özetlendi. Örneğin, İtalya’nın yapay zekâ kullanımına ilişkin etik rehber ilkelerinden, ABD’de önerilen federal gizlilik yasası tasarılarına kadar geniş bir yelpazede bilgi paylaşıldı. Ayrıca KVKK, Ağustos sonu itibarıyla Kurum faaliyetlerine dair bazı verileri kamuoyuyla paylaştı. Açıklanan istatistiklere göre Kurum’a bugüne kadar intikal eden 52.749 şikâyet ve ihbar başvurusunun 50.770’i sonuçlandırılmış, Kurum’a bildirilen 1.793 veri ihlali vakasının 376’sı hakkında inceleme süreci tamamlanmıştır.

KVKK’nın güncel bülten ve raporları, hem şirketler hem de veri sahipleri açısından ulusal ve uluslararası alanda kişisel verilerin korunmasına dair önemli trendleri yansıtmakta; uyum süreçlerine ışık tutmaktadır.

 

D)   DÜNYADAN HUKUKSAL HABERLER

 

1.     Amazon Ülkeleri “Belém Deklarasyonu” ile Ormanları Korumaya Söz Verdi:

Amazon Ülkeleri “Belém Deklarasyonu” ile Ormanları Korumaya Söz Verdi: Güney Amerika’daki Amazon Havzası ülkeleri, yıllar sonra ilk kez ortak bir zirvede buluşarak iklim kriziyle mücadelede önemli bir inisiyatif başlattı. 8–9 Ağustos 2025 tarihlerinde Brezilya’nın Belém kentinde düzenlenen Amazon Zirvesi’nde, bölgedeki 8 ülke devlet başkanı bir araya gelerek “Belém Deklarasyonu” adı altında ortak bir bildiri yayımladı. Bu deklarasyonda, Amazon ormanlarının “geri döndürülemez bir eşik noktası”na yaklaşmakta olduğu bilimsel gerçeğine dikkat çekilerek ormansızlaşmanın önlenmesi, iklim finansmanı taahhütlerinin gelişmiş ülkelerce yerine getirilmesi ve yerli halkların haklarının korunması konularında birlikte hareket etme sözü verildi.

Ülkeler, Amazon Ormanları’nı Koruma İttifakı adıyla yeni bir bölgesel işbirliği mekanizması kurulacağını ve orman tahribatına karşı ortak mücadele yürütüleceğini açıkladılar. Ancak zirvenin somut çıktıları çevre örgütlerince yeterince iddialı bulunmadı. Deklarasyonda, beklenmekte olan “2030’a kadar sıfır ormansızlaşma” ortak hedefinin net bir şekilde yer almaması ve yeni petrol-gaz arama projelerine dair bir moratoryum kararı alınmaması eleştiri konusu oldu. Buna rağmen, Amazon ülkelerinin uzun aradan sonra ilk kez topluca hareket etmesi ve iklim değişimine karşı işbirliğini derinleştirme iradesi göstermesi, küresel iklim diplomasisi açısından olumlu bir adım olarak değerlendiriliyor.

 

2.     BM’de Siber Güvenlik İçin Tarihi Uzlaşı – OEWG Final Raporu:

Birleşmiş Milletler çatısı altında 2021’den bu yana süren ve tüm üye devletlerin katılımıyla yürütülen Açık Uçlu Çalışma Grubu (OEWG), siber güvenlik alanında önemli bir küresel uzlaşı metni üzerinde anlaştı. 11 Temmuz 2025 tarihinde OEWG’nin nihai raporu üye ülkelerin oybirliğiyle kabul edildi. BM Genel Kurulu’na sunulacak bu Final Rapor, devletlerin bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki sorumlu davranışlarına ilişkin mevcut ve potansiyel tehditler, gönüllü normlar ve kapasite geliştirme öncelikleri gibi konularda ortak anlayışı yansıtıyor.

Raporda, devletlerin kritik altyapılara yönelik siber saldırılardan kaçınması, uluslararası hukukun siber uzayda da geçerli olduğunun teyit edilmesi ve siber olaylara dair güven arttırıcı önlemler alınması gibi ilkeler vurgulandı. BM Genel Sekreteri, raporun kabulünü memnuniyetle karşılayarak, siber güvenlik konusunda kalıcı bir BM platformu oluşturulmasının önünü açacağını belirtti. Nitekim, OEWG’nin başarısıyla BM bünyesinde daimi bir siber güvenlik çalışma mekanizması kurulması kararlaştırıldı.

Uzmanlar, büyük güçler arasında artan gerilime rağmen bu alanda bir ortak metin üzerinde anlaşılabilmesini nadir bir diplomatik başarı olarak nitelendiriyor. Küresel ölçekte siber tehditlerin arttığı bir dönemde, BM raporuyla tavsiye edilen normların devletlerin davranışlarına rehberlik etmesi ve uluslararası siber hukukunun gelişimine katkıda bulunması beklenmektedir.

 

3.     Rusya’nın Saldırganlığına Karşı Uluslararası Hesap Verdirme Çabaları:

Ukrayna’ya karşı Şubat 2022’de başlatılan savaş devam ederken, uluslararası toplum bu “saldırı suçu”nun faillerini adalet önüne çıkarmak amacıyla yeni mekanizmalar geliştirmeye çalışıyor. Temmuz 2023’te Lahey’de kurulan Uluslararası Saldırı Suçunu Kovuşturma Merkezi (ICPA) bir yıldan uzun süredir faaliyette olup, Rusya’nın üst düzey sivil ve askeri liderliğinin işlediği iddia edilen saldırı suçuna ilişkin delil toplama ve analiz çalışmalarını sürdürüyor. Avrupa Birliği’nin adalet komiseri Didier Reynders, ICPA’nın birinci yıl dönümünde yaptığı açıklamada “Rusya’nın saldırganlık savaşının hesabı sorulmalıdır” diyerek bu merkezin, gelecekte kurulacak özel bir mahkemede görülecek davalar için ortak bir savcılık stratejisi oluşturduğunu ifade etti

Halihazırda Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yargı yetkisi dışında kalan saldırı suçu konusunda, Ukrayna ve destekçileri iki alternatif yol üzerinde duruyor: ya uluslararası nitelikte özel bir mahkeme kurulması ya da Ukrayna yargısının uluslararası savcı ve hakimlerle güçlendirilerek karma bir yapı oluşturulması. Henüz bu konuda siyasi bir karar alınmamış olsa da ICPA bünyesinde toplanan kanıtlar ve hazırlanan kapsamlı hukuki dosyalar sayesinde, ileride hangi model seçilirse seçilsin güçlü bir iddianamenin altyapısı hazırlanmış olacak.


Uzmanlar, saldırı suçuna ilişkin hesap verebilirlik girişimlerinin, 1946’daki Nürnberg yargılamalarından bu yana ilk kez bir saldırgan savaşın en üst düzey planlayıcılarını yargılama hedefi taşıması bakımından uluslararası hukukun gelişiminde çığır açabileceğini vurgulamaktadır.

 

Saygılarımızla.

 

BOZYAKA HUKUK BÜROSU

Manisa / Türkiye